Selamlar Herkese,
Facebook'daki fotoğraf grubumuz Photobox'daki bir paylaşımdan hareketle Paraflaş ile ilgili düşüncelerimizi daha derli toplu paylaşmak istedik sizlerle.
Şu an piyasaya baktığımız zaman Profoto,Boroncolor, Elinchrom, Multıblitz, Paul C Buff, Bowens, Hensel, İmpact, İnterfit, Rimelite vb. birçok ışık markasının olduğunu görebilirsiniz. Bunlardan bazıları Türkiye'de satılırken bazıları satılmıyor.
Paraflaşların Ferrarisi Broncolor'ın efsane paraflaş şemsiyesi B&H Satış Fiyatı indirimli $12,427 artı vergiler.
Bu yazıda ışıkların teknik özelliklerinden çok ışık yatırımı yaparken nasıl bir strateji ile hareket etmek gerektiğinden bahsetmek istiyoruz aslında. Işıkların teknik özelliklerini ve karşılaştırmalarını birçok siteden bulmak mümkün. Bu karşılaştırma ve tanıtım yazılarının hep bir sponsorluk ve iş anlaşması çerçevesinde yapıldığını ve birer tanıtım aksiyonu olduğunu unutmamak gerekiyor tabi :) Neticede kimse yoğurdum ekşi demiyor.
Şüphesiz ki eğer reklam ve tanıtım fotoğrafçılığı yapacaksanız en önemli ekipmanların başında makina ve lensler ile birlikte ışıklar geliyor. Diğer fotoğraf ekipmanları gibi ışık ve aksesuarları da çok pahalı. O nedenle yatırım yapılırken doğru ve stratejik davranmak önemli.
Broncolor fiyatlarından sonra Profoto indirime girmiş gibi duruyor B&H fiyatı $2.000 artı vergiler.
Teknik olarak bakarsanız flaş, güneş ışığı veren bir makine. Sağladığı ışık dışında fotoğrafik olarak bir anlam ve değeri yok. Flaşın sağladığı ışığın fotoğrafık olarak (ister estetik ister teknik) bir anlam ifade etmesini sağlayan şey ise ışık ile birlikte kullandığımız aksesuarlar; reflektörler, şemsiyeler, softboxlar, octaboxlar vb. Işığın fotoğraf üzerindeki tüm etkisi bu aksesuarlar ile ortaya çıkıyor. O nedenle ışık yatırımı, aksesuarları ıle birlikte düşünülerek yapılması gereken bir konu. Tek ışık çok aksesuar ile, çok ışık az aksesuar ıle yapacagınızdan çok daha fazla efekt yaratabilirsiniz. O nedenle yatırım için harcayacagınız tutarı hep bu mantığa göre pay etmenizi öneririz. Başka bir değişle eğer 10 liranız varsa bununla 2 ışık almak yerine 1 ışık ve farklı boyutlarda 3 softbox almak daha doğru bir streji olacaktır.
İkinci konu eğer yoğunlaşacağınız bir alan var ise sahip olmanız gereken ekipmanlar farklılık gösterebilir. Örneğin, ürün, yemek vb. alanlara yoğunlaşacaksanız orta ve küçük boyutlu aksesuarlara, konsept, moda vb alanlara yogunlaşacaksanız orta ve büyük boyutlu (çaplı) aksesuarlara yönelmeniz gerekir.
Piyasadeki ışık markalarına baktığımızda , diğer sektorlerdeki gibi marka değeri ve algısına göre farklılaştıklarını görüyoruz. Tabi buradaki farklılaşma sadece doğru pazarlama stratejilerine dayanmıyor. Kalite, sağlamlık, teknolojik gelişim, ihtıyaçların doğru tahmin edilmesi gibi pek çok alt konu bu farklılaşmada rol oynuyor.
Kabaca bır sıralama yapacak olursak;
- Broncolor ve Profoto
- Multiblitz, Elinchrom, Hensel , Paul C Buff
- Bowens, Impact, Interfıt, Rimelite vb.
Markaların micro olarak uyguladıkları pek çok strateji var. Örneğin, kendisine satış alanı olarak neredeyse sadece Amerika'yı seçen Paul C Buff, fiyat ve işlevsellik konusunda agresif bir strateji izleyerek kendisinden daha eski ve çok daha geniş bir bölgede faliyet gösteren Avrupalı rakiplerine göre çok daha fazla gürültü patırtı kopartabiliyor. Bunu nedenlerinden biri de fotoğraf teknolojisi üretmede ABD lider değil ancak fotoğraf ve reklam konusunda trend üretme konusunda lider. Dünyanın pek çok takip edilen fotoğrafçısı orada olunca, onların kullandığı ekipmanlar da tüm dünyada daha çok duyulma imkanına sahip oluyor.
Neden Profoto ve Boroncolor bu kadar pahalı?
Bu markalar herşeyden önce üst seviye bir kaliteye, daha da önemlisi uzun dönemli stabil bir kaliteye sahip. Kullandıkları tüm malzemeler en iyi kalitede olduğu için sahada kullanılırken daha uzun süre sorunsuz çekim imkanı sağlıyorlar.
Tamam tasarım abidesi olmadığını biliyoruz da fiyatı $500.
Ama tek neden bu mu? Diğer markalar çok mu kalitesiz? Hayır. Şöyle bakalım olaya, dünyada 15-20 bin dolara satılan saatler var. Bu 15-20 bin dolara satılan saatlerin içindeki teknoloji de aslında 1.000-2.000 dolara satılanlarla aynı çünkü sahip olunan teknolojinin optimum malıyeti var.
Peki o zaman neden bazı saatler 15 bin dolar? Çünkü o saatler aslında Ferrrari'ye 200-300 bin dolar verip alan adam için yapılıyorlar. 200-300 bin dolarlık Ferrrari'nin küçük bır kusuru var; onunla birlikte restauranta girip yemek yiyemiyorsunuz. Oysa ki onu alan adamın sahip olmak istediği statü, farklılık, aura ihtiyacı restauranta girdikten sonra da devam ediyor. İşte oraya kadar Ferrari'nin üstlendiği o görevi içerde o saat veya takım elbise devralıyor.
Şimdi buradan Broncolor ve Profoto zengin fotoğrafçılar için mi yapılmıştır gibi bir soru çıkmasın
Benzer bir mantık burada da işliyor ancak biraz daha farklı bir şekilde. Reklam ve tanıtım fotoğrafçılığı sonuçta bir şov işi. Müşteriler verdikleri paranın karşılığını aldıkları görsel sonuçların dışında, çalıştıkları fotoğrafçıda, kullanılan makine ve ekipmanlarda, bulundukları stüdyodan oradaki ekibe kadar her yerde görmek istiyorlar. Burada ki mantık etik açıdan eleştirilebilir belki ama eleştiriye açık olduğu kadar da gerçek. Bu iki markanın ürünlerinin aynı zamanda çok estetik ve şık olması tabi ki tesadüf değil. Ancak bu kadar estetik, şık olmanın ve bu algıyı yaratıp devam ettirmenin de bir bedeli var.
Bu bedelin ne olduğunu öğrenmek istiyorsanız Profoto ve Broncolor aldıktan sonra size verilen faturaya bakmanız yeterli. Ancak her iki markanın da hem teknoloji hem de şıklık ve aura olarak bunu sonuna kadar hakettiğini söylemek zorundayız.
Peki ekipman yatırımı yaparken doğru strateji ne olmalı?
Herhangi bir yatırımı yaparken her zaman fayda/maliyet çizgisine ve yapılan yatırımın ne kadarlık bir zaman içerisinde geri kazanılabildiğine (ROI "return on investment") bakmak lazım. Buradaki en önemli rehber de sizin fotoğrafçı olarak yazdığınız kaşeniz.
Benim ne kadar param var? İhtiyacım tam olarak nedir? Bu maliyeti kaç çekim sonunda çıkartacağım?
Ben kendi stratejimi bir örnek ile anlatmaya çalışayım:
Başlangıç seviyesi için bir fotoğrafçının asgari iki ışığa bunları takabileceği ayaklara, softbox, tas, şemsiye, patlatıcı takımına ihtiyacı vardır. Eğer dışarıda çekim yapacaksanız iki akü ve en az ikişer pile ihtiyacınız var.
Böyle bir setin size malıyeti Profoto'da 6.000-7.000 dolar arasındadır. Paul C Buff 'da ise 2.000 -2.500 dolar arasındadır. Eğer 6.000 -7.000 dolar paranız varsa ve gidip Profoto alıyorsanız bence bunda bır yanlışlık yok. Ancak 2.500 dolarınız var ve gidip Profotodan sadece bir akü ve kafa alıyorsanız o zaman çok doğru bir iş yapmış olmazsınız. Özetle önemli olan şey elinizdeki kaynak ile en optimum seti kurmaktır.
6.000 -7.000 dolara Paul C. Buff'tan çok daha donanımlı bır set kurmak da bir opsiyondur bunu da unutmamak lazım...
Fotoğrafçıların ihtiyaçları doğrutusunda ışıkların sahip olduğu özellikler de değişiyor o nedenle yeni ışık yatırımı yapacak olan arkadaşların aldıkları ışıklarda aşağıdaki özelliklerin olmasına dikkat etmelerini tavsiye ederim.
- 100 -240 V ile çalışabilme
- Hem akü hem prize takılarak çalışabilme
- High-Sync Speed desteği
Kiralama da kenara atılmaması gereken bir seçenek...
Bizim de, işin ve müşterinin ihtiyaçları doğrultusunda kullandığımız ve bana göre çok avantajlı bir seçenek de kiralama. Yüksek miktarlarda yatırım yapmadan, her zaman en yeni teknolojiyi çalışır vaziyette bulabildiğiniz ve çok geniş bir havuzdan ihtiyaçlarınıza göre aksesuar seçebildiğiniz bir sistem. Ülkemizde de en üst segmentte iş yapan fotoğrafçıların hemen hemen hepsi bu yolu kullanıyorlar.
Özet olarak biz, işlerimizin büyük çoğunluğunu halledebileceğimiz ve maliyeti yüksek olmayan bir set kurduk. Bu seti aşan durumlar olduğunda da kiralama yöntemi ile ihtiyaçlarımızı sağlıyoruz.
Umarız faydalı olmuştur.
Sevgiler
Gökhan Çelem
